Biojet Fuel

Yaklaşık yirmi yıllık Rafineri deneyimimizin ve bulunduğumuz sektör itibari ile 1995 Yılından itibaren, yapmış olduğumuz çalışmalarımız sonucunda Biodiesel ve çeşitli kimyasal prosesleri (Kondenzasyon, Polimerizasyon, Esterifikasyon, Distilasyon) gerçekleştirebilen fabrikamızı 2006 Yılında Tamamlamış olup, EPDK ( Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu)'dan Lisansımızı firmamızın bünyesine katmış olduk.

 Ancak, Yağ Asiti Mono Alkil Esterlerinden oluşan bu yakıt türü, Biodiesel'den oluşan motorin alternatifi birinci nesil yakıt olarak zaten dünya'da 1990 Yıllarından bu yana artarak üretimini devam ettirmekteydi.

Almanya, Biodiesel üretiminde Canola üretim alanı küçük olduğu halde, bu güne kadar Dünya liderliğini üretimde sürdürmektedir. Bu yakıta paralel olarak bize 2000 Yılları başlarından itibaren, Amerika, Almanya, Fransa ve bazı ülkeler gibi biodiesel üretim kaynaklarını, Atık Yağlar ve Bitkisel Yağlardan sürdürülebilir bir şekilde sağlamaktaydı.

Bu kaynakların Bio kökenli olması kaydı ile yapısı Fosil Yakıtlardan elde edilen ve eş değer karakterleri taşıyan, bio-yakıt üzerinde çalışmaya başladık. Bu çalışma için, Dünya'da bu araştırmanın öncülüğünü yapan ABD Ülkelerinde ki araştırmaları izleyerek ve bizzat katılım gerçekleştirerek bitkisel yağlardan II. Nesil Biojet ve Biodiesel üretilebileceğini kanaati ile mevcut çalışmalarımıza hız vermiş olduk. 



















2009 Yılında, Amerika'da Diversified Energy Corporation Şirketinde yapmış olduğu araştırmalara 2010 yılında North Carolina Üniversitesinde Prof.Dr. Bill Roberts ve Ekibi ile yerinde görüşmelerde bulunup, çalışmaları izledik. Centia adını verdikleri proses ile elde ettikleri numune Biojet Fuel'i tanımış olduk.


Ancak ticari uygulamalar için daha çok adım atılmasını belirten Executive raporumu yazarak, Diversified Energy Corporation Başkanı Mr. Dave Thompson ile paylaştım. Bu raporu ve ikinci nesil yakıtın endüstriyel üretilebilmesi için petrol rafinerinde H.V.G.O gibi TCC ve FCC Ünitelerinin çalışma prensiplerini de düşünerek, bizzat hazırladığım yüzden fazla soruyu ve karşılıklı cevaplarını da inceleyerek, projenin yapılabilirliğini konusunu bir ileri noktaya taşımanın şart olduğunu ortaya çıkarmış olduk.

Dünya'da ki ülkeler için olduğu kadar, petrolü olmayan ülkelerin de stratejik bir yakıtı olabileceği kanaati ile bu projenin bir devlet projesi olması kanaati oluşmuştur. Proje araştırmalarımız diğer ülkelerde de devam ederek, teknolojiye yeni boyutlar getirebileceğini düşünmekteydik. Proses olarak tamamen farklı adımlar izleyen ancak verimliliği farklı olan prosesin, Türkiye'nin yapısına uygun olanı seçmek çok önemlidir. Bunun için proses olarak uygulanabilirliğin önemli olduğu kadar sürdürülebilirliğin de olması çok önemlidir.

I. Nesil biodiesel yakıtı ile özellik olarak benzerliği Hidrokarbon(HC)'lardan oluşmasıdır. Ancak Biodiesel, Fatty Acid Mono Alkyl Esterleri olduğu halde,II. Nesil olan Biojet Fuel C₁₂ - C₁₄ Middle distillates 170 C° ile 232 C° aralıklarında kaynayan H.C(Hidrokarbon)'lerden oluştukları yapısında, Izo alkanlar, Izomerler, Cycloalkanes ve uzun zincirli H.C(HidroKarbon)'lerden oluşur. Bio Motorin ise 232 C° ile 344 C° arasında kaynayan C₁₄- C₂₂ HidroKarbonlarından oluşmaktadırlar.Bu elde edilen ürünler ise, bitkisel yağlara hammadde olarak kullanıldığından kükürt ve Merkaptanlar içermezler, dolayısı ile rafinelerde ki gibi kükürt ve merkaptan gibi üniteleri kullanmaya gerek kalmamaktadır.Biodiesel I. Nesil esterifikasyon ürünüdür. Biojet Fuel ise methot farklılıkları da olan ​Hydrolytic Conversion Teknolojisi ile üretilen Cracking ürünüdür.

Conversion teknolojisinin, düşük basınçlı yüksek sıcaklıklı – Yüksek basınçlı Yüksek sıcaklıklı ve farklı katalist içerebilirler. Proses için bir miktar Hidrojen kullanımı gerekebilir. Bazı preseslerde ise başlangıç için bir miktar hidrojen kullanılır ve daha sonra proses esnasında üretilen hidrojeni üretim için de kullanılabilmektedir.

 Teknolojinin detayları “Know-How” konusu olup, teknoloji geliştiren lisansör firmalar tarafından muhafaza edilmektedir. Bizim araştırmalarımız ise çok yönlü olarak devam etmektedir. En önemli ve net bilinen yönümüz ise hem petrol rafinerisi çalışma prensiplerini bilmemiz hemde bildiğimiz diğer Bio Rafineri tekniklerini de kapsayan bir temele sahip olmamızdır.Yani oluşturacağımız proses modeli, Conversion prosesi ile rafineri teknolojisini birleştirerek ve aynı çatı altında toplayarak yeni bir teknoloji ile Bio Rafineri kurmaktır.

 Teknolojilerin birinde Bitkisel yağlar, ön arıtmadan geçirilir. II. Kademe de Hydrolytic Conversion ile Trigliseritler, yağ asiti ve gliserinlere parçalanır. III. Kademe de Decarboxylation ile N. Alkanlara dönüştürülürler. Bu dönüşüm olayını solvent ile yaparlar. IV. Kademe de ise Isomerization ile uzun zincirli Alkenler, Izo-Alkenlere dönüştürülerek, Middle distillates elde edilir. Bu prosesin hidrojen ve solvent ihtiyacı olup, Conversion teknolojisi “yüksek basınç- Yüksek Sıcaklık” oldukça pahalı Catalysis gerektirir.

 Conversion teknolojilerinde CnH₂nCOOH yapıda olan HidroKarbonlar(H.C) Cn₋₁ sayısına indirgenirler. C₁₇ Hidrokarbonlar(H.C) C₁₆ 'ya, C₁₅ --> C₁₄ yani parçalanırlar. C₁₈H₃₂O₂ ―ᵗ n-C₁₇H₃₆ 'ya dönüşürler.

 Conversion teknolojisinde çeşitli Catalysis kullanılır. Her Catalysis'in değişik ham madde üzerinde değişik etkileri olur ve Conversion verimini etkiler. Bu oluşumlar ve araştırmalar patent altına alınmıştır. Örneğin A Catalysis'i ile yapılan Cracking 5 Middle distillates Bio Fuel verirse B Catalysis'i ile yapılan uygulamayla, verimi daha yüksek  Middle distillates verebilir.

Biodiesel

Firmamızın Biyodizel üretim kapasitesi 33500 ton/yıl olup tevsii imkânı mevcuttur. Mevcut biyodizel yatırımının 0 finansmanı ile 0 kapasite artırım yapılabilecektir. Biyodizel üretim teknolojileri prensip olarak 3'e ayrılır.

1.Batch Üretim Teknolojisi:
Kesikli proses şekli olarak nitelenen biodiesel üretiminde hammaddeler reaksiyon şartlarında karıştırılarak ester teşekkül ettirilir. Bunun için önce sodyum metilat veya potasyum metilat reaktörde yeterli miktarda hazırlanır. Ayrı bir reaktörde yaklaşık 60C kadar ısıtılmış ham veya rafine yağ yavaş bir şekilde karıştırılarak ilave edilir.

Yaklaşık iki saat içinde ester teşekkülü tamamlanır. Operasyon verimi ise yağın kalitesine, katalist cinsine ve miktarına, sıcaklık durumuna ve proses şekline bağlıdır. Daha sonraki işlemlerde gliserin ve yağ asitlerinin ayrılması, metanol geri kazanımı veya destilasyonu, ham biodieselin saflaştırılması işlemleri de önemlidir. Teşekkül eden mono, di ve tri gliseridlerin ve serbest gliserinin ham biodiesel’in içinden alınması için yıkama ve kuru metotla çöktürme maddeleri ile ayırma işlemleri yapılır ve iyon değişimi sağlanarak ortamdan uzaklaştırılır, nihai olarak filtre edilir. Gerekirse katkı ilave edilerek EN 14214 normlarına uydurulur.

2. Semi Kontinü Üretim Teknolojisi:

Bu üretim şeklinde ise prosesin bir bölümü yani reaksiyon kısmı Batch yapılarak saflaştırma işlemi kontinü yapılabilmektedir. Proses olarak işlemler hemen aynıdır. Prosesin verimine göre kontinü kısmın iyi çalışıp çalışmayacağı belirlenir.

Madeni Yağlar

Madeni yağ üretim kapasitemiz 6500 ton/yıldır. Madeni yağ üretimi genel olarak birbiriyle karışabilen veya çözünülebilen mineral veya sentetik ham yağların bazı katkılarla karıştırılarak tüm sanayi dallarında kullanılacak ürün haline getirilmesidir. Herhangi bir özel teknolojisi yoktur .Bütün madeni yağ ürünleri genel olarak uygun karıştırma tertibatlı mikserlerle yapılır.Veya İN-LİNE blending esasına dayalı üretim yapılır. Modern teknolojilerde PLC kontrollu sistemler mevcuttur.